BİR MİLLET ENGELLİLERİNE NE KADAR ENGELSİZLİK SUNABİLİYORSA O ÖLÇÜDE GELİŞMİŞTİR.

16 Aralık 2007 Pazar

KÖR ÇOCUK

Adamın biri, ilk defa gittiği küçük bir kasabada şaşkın şaşkıngezindikten sonra yol kenarında duran bir arabanın yanına sokulmuş ve arkakoltukta tek başına oturan çocuğa:- Buraların yabancısıyım, demiş. Parkın hemen yanıbaşındaki fırınıarıyorum, çok yakın olduğunu söylediler.Çocuk, arabanın penceresini iyice açtıktan sonra:- Ben de buraya ilk defa geliyorum, demiş. Ama sağ tarafa gitmenizgerekiyor herhalde.Adam, çocuğun da yabancı olmasına rağmen bunu nasıl anladığını sormuşister istemez.Çocuk:-Ihlamur çiçeklerinin kokusunu duymuyor musunuz? diye gülümsemiş.Kuş cıvıltıları da oradan geliyor zaten.- iyi ama, demiş adam, bunların parktan değil de tek bir ağaçtangelmediği ne malûm?- Tek bir ağaçtan bu kadar yoğun koku gelmez, diye atılmış çocuk.Üstelik,manolyalar da katılıyor onlara. Hem biraz derin nefes alırsanız,fırındanyeni çıkmış ekmeklerin kokusunu duyacaksınız.Adam, gözlerini hafifçe kısarak denileni yaptıktan sonra, cebinden birkağıt para çıkartıp teşekkür ederken farketmiş onun kör olduğunu.Çocuk ise, konuşurken bir anda sözlerini yarıda kesmesinden anlamış,adamın kendisini farkettiğini.Işığa hasret gözlerini ondan saklamaya çalışırken - Üç yil önce bir kazageçirmiştim, demiş, görmeyi o kadar çok özledimki.Sizinkiler sağlam öyle değil mi?Adam, çocuğun tarif ettiği yerde bulunan fırına yönelirken:- Artık emin değilim, demiş. Emin olduğum tek şey, benden iyigördüğündür

Hiç yorum yok: