BİR MİLLET ENGELLİLERİNE NE KADAR ENGELSİZLİK SUNABİLİYORSA O ÖLÇÜDE GELİŞMİŞTİR.

16 Aralık 2007 Pazar

OTİZM

Otizm nedir?Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler.Bir annenin doğum sonrası çocuğunun (tüm özür grupları dahil olmak üzere) özürlü olma oranı %2dir; Otistik olması oranı ise %0.5'tir (eskiden bu oran 4/10.000 olarak değerlendirilirdi). Bir otistik çocuktan sonra, ikinci çocukta otizmin ortaya çıkması riski %3 dür. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Her çocuktaki otistik belirtiler ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu nedenle otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.Otizmin Belirtileri Nelerdir?Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, aşağıdaki ortak belirtiler görülür;• Sosyal ilişkilerde güçlük Konuşma güçlüğü• Sessiz iletişimde zorlanma• Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma• Değişikliklere karşı tepki ve direnç göstermeOtizmin tipik özellikleriOtistik Bir Çocuk,• Başkalarına karşı ilgisizdir.• Göz temasından kaçınır.• Başkaları ile kendiliİinden iletişim kurmaz.• İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.• Diğer çocuklarla oynamaz.• Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.• Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar.• Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz.• Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.• Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.Otizmin Tipik BelirtileriOtistikler aşağıdaki tipik davranışların en az yarısını gösterirler .Bu semptomlar çok hafif ya da çok şiddetli olabilir. Her bir semptomun etkisi de diğerinden farklı olabilir. Ayrıca, Bu davranışlar birçok farklı sebeple ve yaşlarına uygun olmayacak bir şekilde sergilenebilir.Diğer Çocuklarla ilişki kurmakta zorluk Herşeyin aynı olmasını istemek, rutin yaşama bağlılık, değişikliklere aşırı tepki vermek Uygunsuz ve sebepsiz gülmek ve ağlamakTehlikeye karşı duyarsızlık Göz temasının çok az ya da hiç olmaması Sürekli aynı oyunları oynamakAcıya karşı duyarsızlık Ekolali (Cevap vermek yerine, kendisine söylenenleri aynen tekrar etmek) Yanlız kalmayı tercih etmekTemastan, kucağa alınmaktan ya da sevilmekten hoşlanmamak Objeleri kendi etrafında çevirmek Seslere karşı aşırı duyarlılık ya da aşırı duyarsızlıkObjelere gereksiz yere bağlanmak İhtiyaçlarını belirtmekte zorlanmak. Konuşma yerine hareketlerle ihtiyaçlarını belirtmeye çalışmak Aşırı hareketlilik ya da aşırı hareketsizlikBir sebep olmadan strese girmek, üzüntü duymak Normal öğrenme metodlarına karşı duyarsızlık Motor hareket gelişiminde düzensizlik. (Topa vuramaz ama küpleri üst üste dizer)ÖNEMLİ NOT: Yukarıdaki tipik belirtilerin gözden geçirilmesi, otizm teşhisi koyulması için yeterli değildir. Otizm teşhisi bu konunun uzmanları tarafından, detaylı inceleme yapıldıktan sonra koyulabilir. Profesör Rendle Short’un çalışmasından adapte edilmiştir*.* Brisbane Children’s Hospital, University of Queensland, Australia.KaynakOTİSTİK ÇOCUKLARIN VE AİLELERİN SORUNLARLA BAŞ EDEBİLME YOLLARIOtistik çocuğu olan aileler için en önemli soru, kendilerini nelerin beklediği ve çocuklarının ileride nasıl olacağıdır. Özellikle çok erken yaşlardaki duruma bakıp çocuğun ileride hangi noktaya geleceğini ve nasıl bir gelişim göstereceğini kestirmek zordur. Aileler çocuklarının öncelikli olarak konuşup konuşamayacağını sonra, okula gidip gidemeyeceğini, giderse ne tür güçlüklerle karşılaşacaklarını bilmek isterler. Çocuğun içinde bulunduğu durumun erken fark edilmesi ve eğitim aldığı sürece çocuğun izlenmesi, güçlü ve zayıf taraflarının ortaya çıkarılması aileye ve eğitimciye yol gösterir. Otizmde ilerisi için umudu artıran etkenlerden birincisi erken tanıdır. Olabildiğince erken fark edilerek çocuğun çocuk ruh sağlığı kliniğine götürülmesi ve tanının konması ya da en azından belirtilere yönelik tedavi edici girişimlerin başlatılması çocuğun ilişki kurma güçlüğü ile baş edilmesini kolaylaştırır.Erken tanı ve müdahale; çocuğun kendine ve çevresine farkındalığını, ilgilerini, öğrenmesini ve becerilerini geliştirmesini hızlandırır. Ailenin ve çocuğa tanı koyan uzmanların çocuğu, gelişimsel düzeyine uygun bir müdahale programına hızla başlatmasında yarar vardır. Okul öncesi dönemde konuşması gecikmiş ya da durmuş ve ilgi alanı kısıtlı yaşına uygun becerileri göstermeyen bir çocuğun klinikte ayaktan bireysel tedavisinin yanı sıra, uygun bir kreş ya da anaokuluna gönderilmesi ve özel eğitim programına alınması gerekir. Bu müdahalede bireysel tedavi erken yaşlarda çocuğun ana babasının da katılımıyla farklı yöntemlerle uygulanabilir.• Anne baba ve çocuk birlikte oyun terapisine alınabilirler. Video kayıt yöntemleri ile terapi yürütülebilir.• Çocuğun yaşı ve gereksinimi göz önüne alınarak bireysel tedavi uygulanabilir.• Çocuğun yaşıtları ile bir arada olmasının sağlanabilmesi için bir kreşe ya da ana okuluna gönderilmesi de tedavinin bir parçasıdır. Özellikle taklit becerisinin gelişimi ile otistik çocuk yaşıtlarıyla bir arada olmaktan yararlanır. Dil gelişimi hızlanır. Duygusal ve sosyal gelişimi desteklenmiş olur.• Otistik çocukların kendi haline bırakılmaması gerekir. Bu nedenle belirli bir düzen içinde eğitim ve öğretim olanaklarından yararlanması sağlanmalıdır. İlköğretim çağına geldiğinde de okula gitmelidir.Otistik çocuğun otistik belirtilerinin derecesi de gelişimini olumsuz etkileyebilecek bir diğer faktördür. Belirtiler çok ağır ve çocuğun yaşı büyükse tedavisi klinikte aralıklı izlenerek ve bir özel eğitim kurumuna gitmesi sağlanarak yürütülür. Çeşitli sosyal ve sportif etkinliklerden de yararlanması mümkündür.Otistik çocuğun gelişimini etkileyen bir diğer faktör de çocuğun içinde bulunduğu çevredir. Otistik çocukların da tüm çocuklar gibi bol uyarana gereksinimleri vardır. Çocuğun uyaranları kabul derecesine göre çevresi düzenlenmelidir. Çocuğa;• Dokunmak• Onunla konuşmak• Çevresinde olup biteni onun anlayabileceği gibi sade bir dille ona anlatmak, yaşadıklarını, birlikte geçirdikleri anları çocuğa anlatmak,• Masal ve hikaye okumak,• Resimli kitaplara bakmak ve• Günlük kullanım alanı içindeki eşyaların adını, işlevini öğretmek önemlidir.Oyun alanı, oyuncaklar, yaşıtlarıyla birlikte olma, sosyal yaşamın bir parçası olma çocuğun gelişimini hızlandırır.Otistik çocuklarla ilgilenirken birinci adım çocukla ilişki kurmaktır. Çocukla ilişki kurarken, eğer çocuğun tercih ettiği bir ilişki ya da oyun varsa, öncelikle onun seçilmesi ve sürdürülmesi gerekir. Çocuğun ilişki biçimi ya da oyunu tek düze olsa bile, bu oyun ya da ilişki şekli, yetişkin tarafından zaman içinde zenginleştirilebilir. Ancak otistik çocukların çoğu ilişki aramaz, kendi başına yineleyici davranışlar yaparlar. Bu durum da anne babayı ümitsizliğe düşürür ve çabuk pes etmelerine neden olabilir. Bu durumda ilişki kurmanın çeşitli yolları denenmeli ve pes etmeden uygun olan yol bulunmalıdır. Genellikle her çocuk gıdıklanma, hoplatma, kucakta yüz yüze oturarak sallanma ve şarkı söyleme gibi oyuncaksız oynanabilen oyunlardan keyif alır. Çocukla ilişki kurmaya çalışırken ve oyunlar oynanırken ;• Çocukla yüz yüze ve göz göze gelmeye çalışılmalıdır• Çocukla oynayan kişinin oyunlara keyifle ve içtenlikle katılması önemlidir. Mekanik ve ödev gibi yapılan oyunlara çocuklar da içtenlikle katılmazlar, çabuk geri çekilirler.İlişki kurma yollarından bir diğeri de, hayali oyunların geliştirilmesidir. Otizmi olan çocukların temel belirtilerinden bir tanesi de kendiliğinden hayali oyuna başlamamaları ya da katılmamalarıdır. Bu tür oyunlar için, evcilik oyuncakları gibi hayali oyunlar oynayabileceği oyuncaklar gerekir. Günlük yaşamını anlayabileceği ve anlamlandırabileceği yeme yedirme, uyku, alışveriş ve pikniğe gitme gibi oyunların oynanması yararlıdır. Oynanan oyunlar çocuğun ilgisini çekmiyormuş gibi görünse bile oyun sürdürülmelidir. Oyuna ilgi çekebilmek için önce oyuncağın işlevi gösterilir sonra çocuğun yaşantısıyla ilgili önemli olaylar oyunlaştırılır. Bütün çocuklar için yemek yemek, yedirmek, uyumak ve uyutmak, banyo yapmak berbere gitmek, doktora gitmek önemli olaylardır. Hayali oyunlar çocuğun belleğinin gelişmesini, hayal kurmasını, olayları akılda tutmasını sağlar. Yaşam olayları, günlük yapılan faaliyetler kısa hayali oyun senaryoları haline getirilip, 2-3 cümlelik oyunlar şeklinde oynanabilir. Eğer oyun çocuğun ilgisini çekmediyse 4-5 dakika sürdürülür ve belirli sonuç bölümüyle sonlandırılır. Bu oyunlar esnasında öncelikle çocuğun ilgilendiği oyun üzerinden ve onu izleyerek oynamaya dikkat edilmelidir.Etkinlikler çocuğun gelişimsel düzeyine, dikkatini toplama süresine, bellek kapasitesine ve el becerisine uygun olmalıdır.Çocuğun gelişim düzeyinin üstündeki etkinlikler onu başarısız hissettireceğinden hevesini azaltacaktır.• Çocukla ilişki kurulurken ve eğitimde kullanılan dil çocuğun düzeyine uygun olmalıdır. İletişim problemi olan çocuk için kısa ve net cümleler kullanmak önemlidir.• Çocuğun oyun ve eğitim saatlerini tek ve uzun bir sürede yapmaktansa kısa sürelerde sık sık tekrar ekmekte yarar vardır.• Çocuk ile konuşurken onun göz seviyesine eğilmek ve ona bakarak konuşmak gerekir.• Çocuktan bir şey yapması istenirken kısa ve net cümleler kullanılmalıdır, örneğin “buraya gel” gibi ve vurgulanarak söylenmelidir.• Çevrede çocuğun dikkatini dağıtacak uyaranlar olmamasına özen gösterilmelidir.• Oyun kurulacak malzeme ile çocuğun önceden serbestçe oynayıp keşfetmesi çocuğun oyuna merakını arttırır.• Çocuğun dikkatini toplamasını kolaylaştırmak için abartılı mimikler, tonlamalar yapmak etkili olacaktır.İlişki kurma aşamasında zorluk çekilen davranışlar arasında; göz göze gelme adıyla çağrıldığında bakma, selamlaşma, anlama, taklit, istekleri yerine getirme, farkındalık davranışları sayılabilir. Göz göze gelme ve adı söylendiğinde bakma sağlandıktan sonra, ilişki kurma boyutunda çok önemli bir mesafe kaydedilmiş olur.OTİZMDE TEDAVİ YAKLAŞIMLARIBugün otizm tedavisinde en önemli yaklaşım özel eğitim ve davranış tedavileridir, nadiren ilaç tedavisi kullanılır. Tedavi planı kişiden kişiye değişmektedir, çünkü yaygın gelişimsel bozuklukların belirtileri geniş bir yelpazede yer alır ve çocuğun yaş düzeyine geriliğinin ağırlık derecesine göre değişir.Otistik çocukların kendine özgü öğrenme gereksinimleri ve özellikleri vardır. Eğitim uygulamaları açısından bu özelliklerin dikkate alınması gerekmektedir. Söz konusu özellikler bütün otistik çocuklarda bulunmamasına karşın çoğunda, sıklıkla gözlenmektedir. Otistik çocukların öğrenme özellikleri aşağıdaki gibi açıklanmıştır;• Organizasyon güçlüğü; otistik çocuk için organizasyon karmaşık, birbiriyle bağlantılı ve soyut bir durumdur. Sistematikalışkanlıklar ve çalışma rutini oluşturulması bu güçlüklerin giderilmesinde etkili olur. Bu amaçla organizasyon güçlükleri için beceri kontrol listeleri hazırlanabilir. Görsel programlar ile çocuklara neyi tamamlamış oldukları bundan sonraki aşamada yapılması gereken şeylerin neler olduğu ve ne şekilde devam edileceği gösterilmiş olur.• Dikkatin kolaylıkla dağılması; otistik çocukların dikkatleri bir biçimde dağılıyor olsa da, dikkatlerini dağıtan unsur çocuktan çocuğa farklılık gösterir. Bu durumda çocuğun dikkatini dağıtan unsur belirlenmeli ve ona uygun bir çevre düzenlemesi yapılmalıdır.• Otistik çocuklar yapmaları gereken işlerin sırasını sıklıkla unuturlar. Sıralamalar var olan ilişkilerin fark edilmesini gerektirdiğinden eğitimci tarafından genellikle göz ardı edilir.• Genelleme güçlükleri yaşarlar, belirli bir ortamda öğrendiklerini diğer bir ortama aktarmakta güçlük yaşarlar. Uygun genellemeler yapılabilmesi sıralamalar için gereken ilkelerin anlaşılmasını ve benzer durumlarda uygulanmasını gerektirir. Genelleme becerilerinin geliştirilmesi için anne babalarla uzmanların dayanışma içinde olmaları, benzer yaklaşımları benimsemeleri ve benzer becerilerin geliştirilmesine odaklanmaları gerekir.• Otistik çocuklarda sayısal kavramları anlama yeteneği sıra dışı bir biçimde gelişmiş olabilir ancak organizasyon ve iletişim yetersizlikleri nedeniyle bu yeteneklerini kullanamayabilirler.Otizm tedavisinde erken tanı ve tedavi , hastalığın seyrini değiştirmek ve çocuğun daha yüksek bir iyilik düzeyine ulaşmasını sağlamak bakımından önemlidir. Ayrıca özel eğitimin bir an önce başlatılması için önemlidir. Erken tanı konan otistik çocuklarla yapılan çalışmalarda özellikle sosyal, duygusal ve dil alanında büyük gelişmeler sağlanmıştır. 5-6 yaşına kadar hiçbir tedavi uygulanmayan çocuklarda ise zamanla gösterdikleri pek çok davranışın bile kaybolduğu bilinmektedir.Otizm; Yaygın Gelişimsel Bozukluklar kapsamı içinde yer alan bir çocuk ruh sağlığı sorunudur. Yaygın Gelişimsel Bozuklukların başlıcaları şunlardır;Rett Sendromu ; başlangıçta baş çevresi dahil, normal gelişme gözlenir, ancak 5 aylık ile 4 yaş arasında baş çevresi yeterince büyümez, takiben el becerilerinin kaybı ve stereotipik el burma hareketleri gözlenir. Sosyal beceriler ve ifade edici alıcı dil gelişimi 2 veya 3 yaşlarında bozulur.Çocukluk Dezintegratif Bozukluğu ; çocuklar 2-4 yaşlarında normal gelişim gösterirler, sonrasında sosyal, iletişim, konuşma ve uyum becerilerinde aşırı gerileme (regresyon) oluşur.Asperger Bozukluğu ; normal bir zeka ve normale yakın gelişimi olan ancak, karşılıklı sosyal etkileşim ve ilişkilerde niteliksel bozukluklar, bazı tuhaf davranışlarla kendini gösteren bir bozukluktur. Asperger bozukluğu olan çoğu çocuk normal dil gelişimine sahip olmasına rağmen, yüz ifadeleri ve sosyal jestleri gibi sosyal etkileşim becerileri genellikle eksiktir. Diğer insanlara nasıl yaklaşılacağı konusunda “sezgisel bilgileri” eksiktir.Otistik çocuğu olan aileler çocuğun tedavisinin sağlanması ve izlenmesi konusunda çocuk ruh sağlığı klinikleri, özel eğitim okulları, MEB Özel Eğitim Rehberlik ve Danışma Hizmetleri Genel Müdürlüğü, MEB Rehberlik ve Araştırma Merkezleri gibi kurum ve kuruluşlardan yardım alabilirler. Çocukların yaşıtları ile birarada olmaları konusunda da kreşler ve anaokulları ile ilköğretim okullarından yararlanabilirler.Kaynak: : www.otizm.org www.ozida.gov.tr

Hiç yorum yok: